Olgun Rahibenin Her Yerini Becerdiler

Zaten böyle bir şey bekliyordum, biliyordum. "Tamam, hadi bakalım," dedi oldukça istekli gözükmemeye çalışarak. Bende bol şort vardı, kaynanamda etek ve bluz. Acaba içine külot giydi mi diye düşünmeden edemedim o an. Kaynanamla birazcık açıkta bulunan kayaya geldiğimizde kıyıdaki eşimi çok net göremiyorduk. Bottan atladık, kayanın etrafında yüzdük. Ben gözlüğü takmıştım, manzara o kadar harikaydı ki hayran kalmamak elde değildi.  "Amı böyle pes pembeydi, ben sike sike falla foş ettim," dedi ve ekledi, "Sıra senin amında." Güzellik ve arzuyu bir araya getiren bir şekilde amıma yumuldu. Deli gibi amımı yalıyordu, burnunu falan sokuyordu amıma. "Baba dur falan desem de artık çok geçti, bu gün resmen 3. kez boşalmıştım," diye içimden geçirdim.  "Baba geldim, ben dedim," babam ağzını açtı ve devam etti, "Sen doğmadan önce hazırlandım cam silmeye, bir şey olur mu?" Tam o sırada tutunduğu tek şey, pencere kolu elinde kaldı. Dengesini yitirdi, aşağıya doğru savrulacakken, ani bir refleksle onu belinden kavradığım gibi içeri çektim. Kanepeye oturdum, gözleri tek bir noktaya bakıyordu. Adeta dona kalmıştı. Annem bir ihtimal de ölüme hiç bu kadar yakın hissetmemişti.